21 Temmuz 2009 Salı

Bahçe'deki Saray

Tartışma yeni değil aslında. Fırat arkadaşım her fırsatta Fenerbahçe resmi sitesinden ve FB TV'den duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu. Resmi sitenin bazen taraftar sitesinin önüne geçtiğinden, hem resmi sitede hem de FB TV' de Galatasaray adının özellikle kullanılmadığını iddia etmekteydi. Blogta bir kaç postla da bu iddiasını kanıtlamaya çalıştı. Fenerbahçe resmi sitesinin, dergisinin yada televizyonunun böyle bir yayın politikası olmadığını düşündüm hep, en azından böyle olmasını arzu ettim. Farklı takım taraftarı olmamız nedeniyle belki de benim fark edemediğim birşeyler vardı. Bir kaç olayda kendisine hak vermedim de değil. Emre transferinde oynadığı takımlar arasında Galatasaray'ın adının geçmemesi gerçekten komikti. Atlanmış olamazdı ama bunun bir kaç işgüzarın işi olduğunu düşünmek istedim. Ribery ile ilgili FB TV deki haberi izlemedim ama oradaki iddiada da aynı şeyi söylüyordu Fırat. Yine Galatasaray adı geçmiyordu. Bugün aklıma resmi siteye girip arama motoruna "Galatasaray" yazmak geldi. Eğer iddialar doğruysa "Uygun kayıt bulunamadı" gibi bir sonuçla karşılaşacaktım. Gerçi senede farklı branşlarda 10'dan fazla karşılaşıyorduk. En azından 100'e yakın kayıt bulurum diye umuyordum. Sonuç şaşırtıcıydı. Galatasaray kelimesinden rahatsız olduğunu düşündükleri, bunu kompleks yaptıkları Fenerbahçe resmi sitesinde tam 1275 defa Galatasaray kelimesi kullanılmıştı. Bu sonuç Fırat'ı yada onun gibi düşünen Galatasaray'lı arkadaşları ikna eder mi bilmiyorum ama beni fazlasıyla ikna etti. Sonuçta ezeli rakibin adını dilinden düşürmemesi de gerekmiyor Fenerbahçe'nin. Kaldı ki son iki yılda Aziz Yıldırım'ın hiç bir rakip takım aleyhine demeç vermemesi, Daum'un geçen günlerde Galatasaray ve Arda Turan hakkındaki övücü sözleri de aklıma gelince böyle şeylere de çok takılmamak gerektiğini düşündüm. Şunu kabul edelim rekabet bazen insanları tuhaf davranışlara itebilir. Utanacağı sözler de söyletebilir. Ama rekabet için en az iki takıma ihtiyaç olduğu da kesin. Oturup rakip takımın televizyonunu, dergisini yada sitesini kurcalasak orada da olumsuz örnekler bulmak mümkün. Ama tavsiyem komşunun kapısının önündeki çöpleri değil de kendi kapımızın önündeki çöpleri görmek.

Hiç yorum yok: