17 Ocak 2009 Cumartesi

Ezeli Rekabet


Bir kaç post önce sevgili Fırat ezeli rekabetin 100. yılının iki kulübün resmi sitelerinde nasıl yer al(ma)dığından bahsedip, iki kulübün birbirine verdiği değerden, duyduğu saygıdan dem vurup lafıda "büyüklük öyle olmaz böyle olur" diye bağlamış. Doğal olarak Galatasaray resmi sitesinde 100 yıllık rekabet açılış sayfasına konu olurken Fenerbahçe'nin şu an itibariyle sessiz kalması( 11:51 am) Fırat'ın "aslında derdim laf sokmak değil ama dur bi sokayım" refleksini fazlasıyla harekete geçirmeye yetmiş.

Gönül isterdi ki 17 Ocak günü yani ezeli rekabetin 100. yıl dönümünde resmi siteler ezeli rakiplerinin renkleriyle duyursunlar bu güzelliği. Hatta bir maç oynansın. Yeniler olmasa bile şöhretlerin oynadığı. Ama olmuyor, olamıyor henüz ülkemizde böyle güzellikler. Bir hafta öncesinden Mehmet Demirkol yazdı ama iki kulüpte pek tınlamadı. Galatasaray bugün resmi siteye bir fotoğraf koyup altına iki satır yazınca üstüne düşeni fazlasıyla yerine getirdi. En azından bir çoklarına göre.
Resmi siteler yazmadıkça transfer haberlerine inanmayanlardanım. Ama resmi sitede her yazılana inananlardan da değilim. Resmi siteleri de TRT'ye benzetirim. Her zaman olan değil, olması gereken yazılır. Ezeli rakipten biri ölür baş sağlığı dilenir. Biri ölümden döner geçmiş olsun mesajı yayımlanır. Tıpkı cenazelerde bir araya gelen rakip taraftarların aynı hafta sonu taşlı sopalı kavga etmesi gibi yapmacık ve içi boştur. Çünkü bugüne kadar ezeli rakibin hiç bir başarısı sitede tebrik edilmemiştir. Belki ben atlamışımdır ama bunun binde bir olduğuna da eminim. Başkalarının acılarına herkes üzülür. Zor olan dostun sevincine gülebilmektir.
Resmi sitelerdeki namelerin, güzel sözlerin kıymetsizliği bunu taraftarın paylaşmamasından bellidir. Sevgili Fırat acaba resmi sitelerden sonra taraftar sitelerine de baktı mı? Kayıtsızlığı fark edebildi mi? Bir kulüp başkanının talimatıyla bir site yöneticisinin oluruyla yayımlanan bir fotoğraftan bir yazıdan çok, karşı karşıya gelindiğinde birbirine nasıl davrandığındır dostluk. O anlarda yaptıklarındır rakibe saygı. Yukarıdaki fotoğrafların benzerlerini Fenerbahçe taraftarları içinde bulup yayımlamak mümkün. Ama büyüklük yaptığını iddia edenler düşünecek bunu. Yarışta geçildiğinde rakibini Türklüğü satmakla itham edenler, ''Hepiniz Ukrayna çocuğusunuz'' diye slogan atanlar, şampiyon rakipleri kendi stadlarına geldiğinde bırakın alkışlayarak karşılamayı kafalarına 15 bin koltuk, 5 bin şişe su atanlar saygıdan, ebedi dostluktan, büyüklükten bahsedince en iyimser bakış açısıyla havada kalıyor söylenenler.
Sevgi eylem gerektirir. Sevdiğini söylemen yazman yetmez. Sevdiğini göstereceksin. Gösteremediğin sevginin karşındakine hiç bir faydası yoktur. Aynı şeyleri saygı için de söyleyebiliriz. Ama diyorsanız ki ben bu inceliklerde değilim. Prosedür neyi gerektiriyorsa o olsun. En azından Fenerbahçe siteside ezeli rakibini önemsediğini bu rekabeti haber yaparak göstersin. O zaman söyleyecek sözüm yok. Bir şey almak bahane dostlar alışverişte görsün hesabı.

Hiç yorum yok: