Fırat, Aykut Kocaman'ın sportif direktörlüğe atandığı günden beri yetkisinin nerede başladığı ve nerede bittiği konusunda kafayı yemek üzere sanırım.Her fırsatta bu konuyu ısıtıp ısıtıp önümüze sürmesinin başka bir izahı olabilir mi yoksa? Bence olabilir. Çünkü konu Fenerbahçe'ye sallamaksa, hiç bir fırsatı kaçırmaz sevgili Fırsat, pardon Fırat. Yoksa blogta döne döne fenerbahce.org, Daum, Rıdvan Dilmen, Aziz Yıldırım,Güiza v.b 'ne aynı konularda sallamasının alzheimer ile bir alakası yok. O işine geldiğinde kıvrak zekasını ustalıkla kullanıp lafı çat diye gediğine koyar, işine gelmediğinde de sizi fotomaç okumakla suçlayıp, wikipedia'dan başka site bilmediğinizi iddia eder. Hatta abartır Türk bayrağı ile Liverpool bayrağını ayırt edemeyeceğinizi söyler.
Sportif direktörlük sadece Türkiye için değil dünya futbolu içinde çok eski ve yaygın bir kavram değil. Herkesin olduğu gibi Fırat'ın da bu konuda kafasında soru işaretleri olması aslında normal. Oysa spor gündemini ve özellikle spor yazarlarını yakından takip eden arkadaşım Fırat, Aykut Kocaman'ın bu göreve getirilmesinden bir kaç gün sonra Uğur Meleke'nin aşağıdaki yazısını atlamasaydı ( ki atladığını zannetmiyorum) bugün bu konu hala kafasını meşgul etmiyor olurdu. Ben yine de iyimser düşünüp okuma fırsatı bulamadığını düşündüğüm bu yazıyı bloga koyuyorum. Umarım bir işe yarar da bizde ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan tekrar postlardan kurtuluruz.
Sportif direktörlük sadece Türkiye için değil dünya futbolu içinde çok eski ve yaygın bir kavram değil. Herkesin olduğu gibi Fırat'ın da bu konuda kafasında soru işaretleri olması aslında normal. Oysa spor gündemini ve özellikle spor yazarlarını yakından takip eden arkadaşım Fırat, Aykut Kocaman'ın bu göreve getirilmesinden bir kaç gün sonra Uğur Meleke'nin aşağıdaki yazısını atlamasaydı ( ki atladığını zannetmiyorum) bugün bu konu hala kafasını meşgul etmiyor olurdu. Ben yine de iyimser düşünüp okuma fırsatı bulamadığını düşündüğüm bu yazıyı bloga koyuyorum. Umarım bir işe yarar da bizde ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan tekrar postlardan kurtuluruz.
Aykut Kocaman- F.Bahçe hadisesi 15 Haziran Pazartesi 2009
Genel menajer, sportif direktör ya da futbol direktörü... Son dönemde Avrupalı futbol kulüplerince çokça tartışılan bu pozisyon, F.Bahçe-A.Kocaman ilişkisi ile tekrar hayatımıza girdi. Peki nedir bu “sportif direktör”? Avrupa’da her kulüpte var mıdır? Türkiye koşullarında sportif direktörlük yapmak mümkün müdür? Mesela A.Kocaman’a F.Bahçe’de ya da H.Şükür’e G.Saray’da rahat çalışma koşulları sağlanır mı? Sportif direktör ne yapar?Ansiklopedik bir karşılığı olmamakla birlikte, futbol kulüplerinde sportif direktörlüğün tanımı aşağı yukarı şu: “Sportif direktör, genelde eski teknik direktör ya da eski futbolculardan seçilir; çoğunlukla kulübün birikimlerinden faydalanmak istediği önemli spor adamlarıdır bunlar. Teknik direktörü asist eder, (meslekleri gereği doğal olarak futboldan anlamayan) yönetim kuruluyla köprü vazifesi görür. Teknik direktör bütün mesaisini idmanlara, takım seçmeye, taktik çalışmalara ayırdığı için; onun (tabiatıyla) yetişemeyeceği birtakım işler de sportif direktörün kapsamındadır: Oyuncu izleme ekipleriyle ilişkiler kurar, bütçe ve altyapıya (veya akademiye) kafa yorar. Genelde teknik direktör seçiminde de bulunur, hatta bulunmalıdır da... Zira eğer sportif direktörün, teknik direktör seçen masada olduğu bilinirse, yeni gelen hoca da tam bir güven hisseder; sportif direktörle çatışma içine girmez” Hoeness (B.Münih), Mijatovic (R.Madrid), Beguiristain (Barcelona), Gandini (Milan), Dean (Arsenal) bu pozisyonda bulunan/bulunmuş meşhur adamlar... Kimi sportif direktörler yıllarca bu görevi başarıyla sürdürüp, (Hoeness gibi) 8-10 hocayla çalışmayı başarırken; bazıları işlerindeki uzmanlıklarını kanıtlayıp transfer bile yaptılar (Chelsea’deki Kenyon ve Fiorentina’daki Corvino gibi)... Kimileriyse maalesef kulübün sırtına yük olmaktan öteye gidemedi. Newcastle’da Ocak 2008’de göreve başlayan Dennis Wise, önce Keegan’la anlaşamadı, sonra da Shearer’ın gelişiyle ayrıldı. Takım da sezon sonunda küme düşmekten kurtulamadı.
Sportif direktör gerekli midir?
Bir futbol kulübünde sportif direktörün gerekliliğini bilmek için sanırım atom mühendisi olmak gerekmiyor! İdman organize eden, taktik çalışan, bir sonraki maça hazırlık yapan, oyuncularıyla bire bir layıkıyla ilgilenen herhangi bir teknik direktörün normal şartlarda kalan işlere vakit ayırması mümkün değildir zaten... Uzmanlığı kendi oyuncuları olan bir teknik direktör, dünyanın kalan bütün futbolcularını nasıl takip edebilecek? Sözleşmelerle, bütçeyle nasıl ilgilenecek? Oyuncu temsilcileriyle, menajerlerle nasıl görüşecek? Teknik direktörün bir sonraki maçı veya bir sonraki ayı düşündüğü sırada; sportif direktör bir sonraki yılın planlarını yapan adamdır kısaca...
Türkiye’ye uygun mudur?
Uzatmadan söyleyeyim, cevabım “evet”... Hem de bu ülkenin sportif direktöre ihtiyacı, İngiltere’den filan birkaç kat fazla. Birincisi, ligdeki 18 takım içinde geçen sezonki teknik direktörüyle yola devam eden takım sayısı yalnızca 4, iki sezon tamamlamış hoca sayısı sadece 3 iken, kulüplerin teknik devamlılığı/anlayış istikrarını sağlayacak yegâne pozisyon “sportif direktör”dür... İkincisi de, bu kadar teknik direktör hareketini yavaşlatabilecek tek adam da “sportif direktör”dür aslında... Çünkü (işin doğası gereği) futbol tecrübeleri olmayan kulüp yöneticilerinin teknik direktörün başarısını ölçmede kullandıkları metot yanlış olabilir (Ki bir ligde bir sezonda 36 teknik direktör çalışıyorsa, bu metodun doğru olduğuna kimse beni ikna edemez). Futbolun içinden gelen bir sportif direktör, teknik adamın başarısını doğru ölçme konusunda da yönetim kurulunun ufkunu genişletebilir. Belki de yönetim kurulunun 9’uncu haftada göndereceği bir hocaya sportif direktörün kazandıracağı bir 8 hafta, daha fazla “4 yıllık G.Saray-F.Terim” evliliği yaşatabilir Türk futboluna...
A.Kocaman veya H.Şükür
Türkiye’deki yönetim kurulu kalitelerini ve koşullarını biliyoruz. Belki de birkaç önemli spor adamımız, bu yönetim biçimleriyle baş edemeyecek, kırılacak/dökülecek, sportif direktörlükte uzun kalamayacak... Lakin biraz sabrederlerse, bir miktar savaşırlarsa, kendilerinden sonrakilerin önünü çok ama çok açacaklar... Aykut Kocaman’a, Hakan Şükür’e ve onlardan sonra geleceklere, istikrarlı sportif direktörlere Türk futbolunun çok ihtiyacı var... Biraz sabır... Lütfen... Uğur MELEKE
Yazı budur dostlar anlayanlar anlamayanlara, özellikle anlamak istemeyenlere anlatsın. Öğrenmenin yaşı yok, ayıpta değil. Bak bende yıllardır şunu çözemedim mesela. Nisan 2008'de yönetimle yaşadığı fikir ayrılığı nedeniyle isfifa eden teknik adamı Kasım 2008'de halihazırda teknik adamın varken takıma teknik danışman olarak getirmenin ve hiç bir halt yemeden göndermenin futbolumuza katkısı nedir? Sende bunu açıklarsan bahtiyar olacağız...
Yazı budur dostlar anlayanlar anlamayanlara, özellikle anlamak istemeyenlere anlatsın. Öğrenmenin yaşı yok, ayıpta değil. Bak bende yıllardır şunu çözemedim mesela. Nisan 2008'de yönetimle yaşadığı fikir ayrılığı nedeniyle isfifa eden teknik adamı Kasım 2008'de halihazırda teknik adamın varken takıma teknik danışman olarak getirmenin ve hiç bir halt yemeden göndermenin futbolumuza katkısı nedir? Sende bunu açıklarsan bahtiyar olacağız...
17 yorum:
Feldkamp'ın durumunu tuhaf görüyorsan ki tuhaf, otur yaz eleştir o zaman biz de fikrimizi söyleyelim.Adnan Polat'ın tasarufudur ve Skibbe,ben Kalli'yi sallamam Başkana hesap veririm sadece dememiştir.
Uğur Meleke analitik çözüm üretebilen,yazılarını önemsediğim biri ve bu yazıyı okumamıştım.Yazdıkları doğru ama yeni bir şey söylememiş ve benim sorduğum sorunun cevabı yok bu yazıda.
''Teknik adam ben sportif direktör tanımam,sadece kulüp başkanına doğrudan bağlı olacak,gerektiğinde ve gerektiği ölçüde kulüp Başkanı'na bilgi verecek şeklinde çalışırım diyorsa,sportif direktör ne iş yapar kendine açıklasın bizden önce. ''
Bunun cevabını mantıklı bir şekilde yaparsan Aykut Kocaman avukatlığının anlamı olur...Şu anda yazdığın, dışarda sağnak yağmur yağarken bize hava bugün yağmurlu demekten öteye geçmiyor maalesef.
Ha anlamadığın ya da cevabı bildiğin halde söyleyemediğin Aykut'un bu duruma düşmesi.Bu göreve Selçuk Yula vb kişi getirilse mustahak derim.Ancak kişiliğine saygı duyduğum Aykut Kocaman'ın görevi Daum'un transfer ettiği Cristian ve Dos Santos'un Brezilya'dan alıp getirmekten öte refakatçiliği geçmiyorsa hiç boşuna bu görev tanımı daha Türkiye'de çok yeni zamanla oturacak diye kıvırmayın arkadaşlar.O etiketi isminin altına yazıyorsan hakkını vereceksin.Ya da bu maskaralığa daha fazla alet olmayıp gideceksin.
1- Kişiliğine saygı duyduğun Aykut Kocaman Edu'nun Fenerbahçe'den ayrılması ile ilgili açıklama yaptığında ona değil de Edu'ya inanmayacaksın o zaman.
2- Hala anlamadığın, anlamak istemediğin şey sportif direktörlük ile teknik direktörlüğün sadece ast üst ilişkisi olduğunu sanman. Daum'un sözleşmesinde ben sportif direktör tanımam diye birşey yazmıyor.O senin bir yerinden uydurduğun laflar. Yada sadece bunu anlamak istiyorsun. Kaldı ki Aykut Kocaman'ın asli görevi Daum'a hesap sormak olmadığı gibi zaten bu amaçlada getirilmemiştir. Eeee o zaman ne iş yapar diyeceğine Meleke'nin tek tek yazdığı normal bir zekaya sahip herkesin anlayabileceği(bu senin benzetmendir) yazıyı tekrar okuman. Seni samimi bulmuyorum. Çünkü samimi olsaydın Aykut Kocaman'la ilgili soracağın sorular " Gelecek yılın planlamasını yapıyor mu? Altyapı ve futbolcu izleme ile ilgili neler yaptı? Sözleşmelerde, bütçede, izlenecek oyunculardaki ağırlığı nedir?" gibi şeyler olurdu.
3- Aykut Kocaman'ın düştüğü durum nedir ki seni rahatsız ediyor. Geldiği günden beri duruşunda yada daha önceki söylemlerinden farklı ne yaptı. Aziz Yıldırım'ın çantasını taşıyıp ceketini mi tuttu. Kaldı ki bunu yapsa kim n diyebilir sonuçta Aziz Yıldırım ondan yaşça büyük ve bu kulübün başkanı. Dolayısıyla da Aykut Kocaman'ın patronu. Biraz empati yap bakalım patron çantasın uzatıp içeriye bırakır mısın dese ne diyeceksin satış müdürüyüm bn çantanı taşımam mı? Aslında olayı kişiselleştirip ağzına laf vermek istemiyorum. Sportif direktör nedir ne yapar diye merak edenler için harika bir yazı Uğur Meleke'nin yazısı. Hala anlamıyorsan artniyetlisin. Pardon sen anlasan da Fenerbahçe konusunda artniyetlisin zaten.
Gelecek yılın planlamasını yapıyor mu? Altyapı ve futbolcu izleme ile ilgili neler yaptı? Sözleşmelerde, bütçede, izlenecek oyunculardaki ağırlığı nedir?"
Bunları yapsa da yaptığı ile kalacağına Daum (Şampiyon yapamazsa kovulur,kalırsa tabii ki) ve Aziz Yıldırım ne derse o olacağına inanmıyorsan sana Nural değil kısaca Polyanna diyelim.
Artık anlamak istemediğini değil anlamadığına emin olduğum için tekrar yazıyorum...Sözleşmesindeki ;
''sadece kulüp başkanına doğrudan bağlı olacak,gerektiğinde ve gerektiği ölçüde kulüp Başkanı'na bilgi verecek''
ifadesinden sportif direktöre karşı hesap vermem anlamını çıkarmıyorsan buna artık iyi niyet denmez.İşi şekline uydurmak denir.
Ne dersem at gözlüğü ile bakıp ya alışıcak adamlar yeni bu oluşum diyeceksin.Bu kafada devam et.Senin ve benim yazdığım ortada herkes okuyup istediği kararı versin.Sen kafana göre konuşurken,ben sözleşmede yazan ifadeyi ortaya koyuyorum.Ne görmek istiyorsan o şekilde bakmaya devam et.Fırat ne olursa olsun FB ye sallar ben boşuna uğraşmayım psikolojisinden çıksan belki daha mantıklı düşünebileceksin.
Barcelona,Real Madrid gibi kulüplerin sportif direktörleri ne yapar normalde haberin olmaz ama bu konu ile ilgili öğrenme çaban takdir edilesi.Haa Guardiola'nın sözleşmesini biri bulur,ben sadece başkana ve gerektiği ölçüde bilgi veririm ifadesi vardır,o zaman eyvallah derim.Ama bu anlamsız oluşum Aykut'a sadece otel rezervasyonu,pasaport işlemi yaptırtır.Bunu yapmak için okuma yazma bilmek yeterlidir,Aykut Kocaman olmaya gerek yoktur.Ama ben samimi değilim gene Aykut Kocaman'a laf sokmak için böyle yazdım di mi kaçmaz senden...
Leş üzerinde dönen akbabalar gibi sende aynı şeyin üzerinde dönüp duruyorsun. Sportif Direktörlükten tek anladığın teknik adama hesap sormak mıdır? Aziz Yıldırım kendisinin soracağı hesabı para verip neden başkasına sordursun. Sözleşmede sadece başkana bağlı olmak ve sadece ona hesap vermek senin kafanda sportif direktörlüğü bitiriyorsa tartışmanın bir anlamı yok. Daum hesabı Aykut'a vermeyecekse Aykut'un işi ne bu kulüpte diyorsun. Diğer yaptığı yada yapacağı şeylerin hiç bir önemi yok demek ki senin için. Otel rezarvasyonu yada pasaport işlemi yapar sadece deyip itin şeyine soktuğun sportif direktörlük şöyle dursun, o zaman yere göğe sığdıramadığın Haldun Üstünel'in yaptığını Bayram Tutumlu bir taraflarıyla yapar ama Üstünel yapınca yönetici dehası olur, iş bitiricilik olur. Şu kafandaki sportif direktör profilini bir çizde bizde bilelim. Bundan sonra gelecek sportif direktörlere ışık tutmuş olursun. Soru şudur sportif direktör bir kulüpte ne yapmalı ki Fırat'ı tatmin etsin?
Aziz Yıldırım kendisinin soracağı hesabı para verip neden başkasına sordursun.
Başkanda bu zihniyet zaten var,taraftar olarak sende bile varsa,sportif direktörlükle ilgili ansiklopedi okusan faydası yok.Fenerbahçe budur ve hep bu olacaktır.
PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR...ALTYAPI,ORGANİZASYON VS. HEPSİ HİKAYEDİR.AZİZ YILDIRIM PARAYI BASAR DAUM'U KOVAR,ZİCO'YU KOVAR,ARAGONES'İ KOVAR,ŞAMPİYON OLAMAZSA DAUM'U TEKRAR KOVAR.BUNLAR MI LAF SOKMAK ? OLMADI MI HEPSİ VE OLMAYACAK MI.
FB=AZİZ BAŞKAN=PARA BU ÜÇGENDEN DIŞINDAN BİR ÖRNEK VER VEREBİLİYORSAN.AMA DUR SEN VERME BAŞKANIN PARAYI BASAR,DÖRTGEN ALIR SANA,YERİN DAR OYNAYAMIYORSUN ARTIK.
Tam kıvamına geldin işte. Derdin sportif direktörlük meselesini tartışmak değil içindeki zehiri kusmak. Ben alışkınım, bu blogta alıştı zaten. Bir kulüpte hesabı başkan sormayacakta Allah'a mı havale edeceğiz. Ha yönetim kurulu toplanır da ne olur başkanın istemediği karar çıkan hangi yönetim uzun soluklu olur. Bana kendi kulübünden örnek verebilecek misin peki. Sizde işler farklı mı yürüyor. Basketboldaki skandaldan sonra yeni menejer atanır iki gün sonra görevden alınır. Başkanın çıkar kalp rahatsızlığı vardı kendisi ayrıldı der. Menejer çıkar yalan der. Ama bu normaldir. Çünkü olay Galatasarayda geçmektedir. Sen benim yerimi boşver de bu kıvırmayla sen her yerde oynarsın. Hatta beni tangoya götürür tango yaptırmadan getirirsin. Kafa şişirmesende sorduğum bir iki soruya cevap versende bizde bilgilensek sportif direktör ne yapmalı ne yapmamalı diye. Hadi canım büyük büyük yazmakla olmuyor. Bilgi bekliyorum.
Yok senın kafaya bız ulaşamayız...Avukat olmadığın iyi olmuş 3 sene yatıp çıkacak adamı idam ettirirsin sen.Sportif direktör ne yapar öğrenmek istiyorsan Meleke'nin yazısını oku ama ne kadarı FB de olur ya da yapmasına izin verirler onu söyle kıvırmadan.Derdin birşey öğrenmek olsa öğretirim,ama FB yi savunucam diye bu kadar açık ifadeleri bile istediğin gibi gördüğün için seni ancak Sinan Engin,Adnan Aybaba vs nın yanına stajer olarak yerleştirebilirim daha da bir şey yapamam düzelmen için.Ben Galatasaray'da herşey kusursuz oluyor demedim hiç bir zaman ama bu FB yi savunma sevdan sırasında düştüğün acz seni bu hale getiriyor.Konu BJK ile ilgili olsa belki bu kadar kayış koparmayacaksın.
Fenerbahçe'de ne kadarı olur ne kadarına izin verirler bunu önümüzdeki dönemlerde görürüz. O zaman tekrar değerlendiririz. Kesin başarılı olacak bir modeldir gibi bir iddia ile başlamayan sportif direktörlük tartışması en azından Daum'a fırça atmak dışında da işlevsellik kazandıysa gözünde ben buna da razıyım. Eskiden hep ben haklıyım bak yine lafı koydum sustu kaldı hallerin deli ederdi beni artık sadece gülüyorum. Canımı sıkan sadece bu kadar çok kendini tekrarlaman. Şu avukat esprisini hiç yapmadıysan 50 kere yapmışsındır. Sıkışınca Sinan Engin'den, Selçuk Yula'dan farkın yok demekse başka bir klişen oldu.
Herhangi bir organizasyonda yonetim kurulu baskanina bagli danismanlar olabilir... bunda bir gariplik yok...
Aykut Kocaman'in gorevi biraz da Turkiye'deki bazi holdinglerin yonetim kurullarindaki bagimsiz uyelere benziyor (kesinlikle tam olarak ayni degil. Zaten dernek yapisindaki futbol kurumlariyla kar amacli anonim sirketler zaten tam olarak benzeyemezler). Dogrudan icraya donuk bir gorevi yok....
Ben de yaptigi isin Aykut icin hafif oldugunu dusunenlerdenim fakat gorevinin de otel rezervasyonu yapmak, pasaport toplamak diye tanimlamak biraz agir olmus...
Dunyada pek cok buyuk sirket yonetim kurullarinda bagimsiz uye bulundurur... Buyuk ihtimalle Firat'in calistigi sirkette de bu tip uyeler vardir.
Bu kisiler ilgili sektorde veya is kolunda derin bilgisi olan kisilerdir. Bunlar sektorde uzun yillar calismis profesyoneller de olabilir, uzman akademisyenler de. Turkiye'de de pek cok akademisyenin bu tip gorevleri vardir holdinglerde.
Yanlis hatirlamiyorsam Deniz Gokce'nin de M.Emin Karamehmet ile boyle bir iliskisi vardi. Kendisi CEO'nun isine karismaz, fakat sorumlu oldugu konularda Yonetim Kurulu Baskani'ni yonlendirirdi.
Dogrudan icraatin icinde olmayan bu kisilerin icra ile organik bagi olmamasi esasen tercih edilir....
Bu kisilere "non-executive director" denir...
Turkiye'de SPK da bu kisilerin onemini vurgulamistir kendi kurumsal yonetim kitapciginda....
Kisaca Daum'un Aykut'a dogrudan Icra Kurulu'na (Baskan olmamaliydi - tek adam yonetimi oldugu icin bu durum ortaya cikmistir) bagli olmasi normal ve olmasi gereken bir durumdur.
Meleke yerine Higgs'i okumanizi tavsiye ederim. Butun dunyada bu okutuluyor....
http://www.berr.gov.uk/files/file23012.pdf
Rapordan
6.6 Non-executive directors must constantly seek to establish and maintain their own confidence in the conduct of the company, in the performance of the management team, the development of strategy, the adequacy of financial
controls and risk management, the appropriateness of remuneration and the appointment and replacement of key personnel and plans for management development and succession. The role of the non-executive director is therefore
both to support executives in their leadership of the business and to monitor and supervise their conduct.
Burada da bahsediliyor... ama higgs cok iyi ozetlemis yukarida... sanirim yeter
http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=66&fn=66.pdf
Bu arada Peter Kenyon topu gorse bomba zanneder... Chelsea'ye transfer oldu ama onun yaptigi isin sportif direktorlukle hicbir alakasi yok.... Kendisi ManU ve Chelsea'de CEO'luk yapmistir...
Uzmanlik alani yonetim ve pazarlamadir...
kafatopu bu kadar ciddi açıklama yapmana gerek yoktu,tek bir soru sordum lafı nereye getirdi savunucam diye... bır de her seferinde farklı esprı ıstıyor.İyi espriyı hak etmek ıstıyorsan savunduğun düşüncenın altını doldurup sorulan basıt soruya basıt net cevap vereceksin ilk önce.
ilk yorumumun son paragrafindaki "Aykut'a" bolumu fazla olmus... edit ltf...
Ne sordun da cevap vermedik. Verdiğim cevap hoşuna mı gitmedi yoksa. Aykut ne iş yapar dedin yazdık.
Madem o kadar istiyor ben bu arkadaşa cevap vereyim.
Sportif Direktör'ün görevi saha dışı sorunlarıyla ilgilenmektir.
Bunlardan biri sorunu olan futbolcunun teknik direktörü meşgul etmemesi veya başkana/yöneticilere gitmeye gerek duymaması için aynı zamanda futboldan gelme biri olan bu kişinin yardımcı olmasıdır.Tersi olsaydı bu arkadaş Fenerbahçe'nin yönetici güdümünde çalışan bir kulüp olduğunu söyleyecek ve yine belaltı eleştirilerde bulunacaktı.
Bir diğeri transfer edilecek futbolcuları belirlemek veya transferi belirlenmiş futbolcuları ikna edip nakillerini sağlamaktır.
Tersi olsaydı demeyeceğim, tersini zaten Gs yapıyor sonra bir zamanlar Hakan Kutlualp'in yaşadığı sorunlar bu sefer 007 Haldun üzerinden yaşanıyor.Bu arkadaş en azından bunun pozitif yanını görebilmeliydi ama nerdeee.
Bir diğer örnek kulüpten ayrılacak futbolcuların ayrılmalarını organize etmektir.Misal Real Madrid'in Mijatovic'ten önceki direktörü Valdano, Concecaio transferi için gelen Özhan Başkan'ı kapıda bekletip hemen içeri almayarak önce gerekli ortamı sağlamıştır.
Sözleşmesi feshedilen Edu ile gerekli detayları konuşmak sportif direktörün görevlerinden biridir.
Süreç olumlu gider veya gitmez, bir teknik direktör ile yahut futboldan gelmemiş bir yönetici ile bu konuların ilgilenilmesi veya detayların konuşulması abestir.
Bu arkadaş diyor ki başkan ne derse o olur.Peki başkanın tanımı nedir o halde? Anlaşılan bu arkadaş başkanın tanımını da bilmiyor, anlatalım:
Sorumlu olduğu idari yapılanmada idarecilerden gelen görüş ve raporlar doğrultusunda müzakere edip son kararı veren kişidir.
Bu kararlar doğrudur veya yanlıştır, hiçbir kulübün yöneticileri sokaktan toplanan ve görüş bildirme yahut kararları etkileme insiyatifleri bulunmayan kişilerden oluşmaz.
Bir basketbol oyuncusunu başka bir takım arkadaşının formasıyla oynatma kararı Adnan Polat'tan çıkmaz, Adnan Polat'a düşen yanlış karar veren idarecilerin görevine son vermek ve yaşanan skandal sürecini kulübe yakışır şekilde idare etmektir.Edemiyorsa başkanlığı tartışılır.
Umarım sportif direktör ve başkanın görevleri şimdi anlaşılmıştır.
FB=AZİZ BAŞKAN=PARA Yazmışsın FIRAT Kardeşim. Ancak bana sorarsan biraz haksızlık etmişsin.Bu ülkede başkanın parasal gücüne ihtiyaç duyulmasın diye çok şey yaptı sayın Aziz YILDIRIM ve yapmaya da devam ediyor.Fenerbahçe'yi kalıcı gelirlere kavuşturabilmek adına çok yol alındı.Klüp içerisinde demokrasi varmı diye sorarsan ülkedeki kadar derim. G:S da yada BJK'da başkanın istemediği doğrular! başkana rağmen yapılıyormu? Soruyorum sana o zaman kısaca özetlersen GS=? ne yazarsın.
Yorum Gönder