
Bilica ve Lugano’nun müthiş konsantrasyon içinde ve hatasıza yakın oyunları sezon başından beri 8 maçta sadece 3 gol yenmesinin büyük bir kısmını açıklamaya yetiyor. Daha çabuk forvetler karşısında zorlanacakları muhakkak ama burada kademeye girecek çabuk beklerin (Gökhan, Vederson ve R.Carlos) olması olası sıkıntıları en aza indirecek gibi görünüyor. Orta sahanın solunda oynayan Santos belki de geldiğinden beri en kötü maçını oynadı Alex’ e attırdığı ikinci gole rağmen. Formsuzluğunun tek sebebinin fizik yetersizliği olduğunu düşünüyorum. Bu bölgede oynayabilecek Uğur, Vederson, R.Carlos ile dönüşümlü kullanılması kanat zafiyetini ortadan kaldıracaktır. Sağ tarafta oynayan Mehmet, kanatta oynamak istemiyor gibiydi. Yinede çok çalıştı. Ama asıl verimli olacağı mevkinin burası olmadığı belli. Guiza gol atmak dışında herşeyi yaptı. Koştu, pres yaptı, top çaldı, top tutup arkadaşlarının ileriye yerleşmesini sağladı. Ama forvetseniz ve haftalardır gol atamıyorsanız eleştirilmeye mahkumsunuz. Hele Rıdvan'ın dediği gibi Alex'in olduğu bir takımda 20 golden az atan forvet iyi forvet değildir. Yine de Guiza'nın geçen sezondan iyi, beklentilere yakın bir sezon geçireceği belli. Bu kadar çok pozisyona girebiliyorsan golü eninde sonunda bulursun. Daum'un gelecek maçlarda da bu Guiza'dan vazgeçmesi mümkün görünmüyor. Semih'e de son 15 dakikalarda oyuna girip yine de gol kralığında iddialı olmak kalıyor. Gecenin tartışmasız yıldızı Alex'ti. Fenerbahçe tarihinin en iyi yabancısı oldu çoktan. Golleri ve asistleri geçmiş sezonlarda da çok iyiydi ama bu sezonki arzusunu, hırsını ve yenilgiyi kabul etmeyişini eskiden göremezdik. Onu övmek için illa birileriyle kıyaslamakta gerekmiyor. Futboldan zevk alan herkesin izlemesi gereken biri. Yerine idame etmeye çalıştıkları Lincoln, Ricardinho ve Elano'dan çok daha istikrarlı, takıma katkısı yüksek ve takımını sırtlayan bir oyuncu. Dün gece %100 Futbol'da ve Maraton'da Alex'in Brezilya milli takımında neden oynamadığı sorusu gündeme geldi. Rıdvan Dilmen “Elano Brezilya milli takımında oynayabiliyorsa Arda Uzay milli takımında oynar.” diyerek yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Bu Arda'yı ve bu Alex'i görünce de Alex'in neden oynamadığının cevabını bulmakta zorlanıyor insan.
Son bir paragrafta kaleci Volkan'a açmak istiyorum. O da sezonu çok iyi başlayanlardan. Dün akşam Gençlerbirliği ataklarında yine çok iyiydi. Hele öyle bir kurtarışı vardı ki akıllara Lev Yashin'i getirdi. Sadece işini yaptığında onu ne Fenerbahçe ne de milli takım kalesinden kesecek kapasitede bir kaleci yok Türkiye liginde.
8 hafta geride kaldı. İlk 7 haftasında bir tek Sivas maçı dışında hep eleştirildi Fenerbahçe'nin futbolu. Haksızda değildi eleştirenler. Peki neydi 8. haftada takımda değişenler. Tek tek yazmak gerekirse;
-Lugano ve Bilica birlikte oynamaya alıştı ve müthiş formdalar.
-Christian performansını arttırdı ve Emre ile iyi bir ikili oluşturdu.
-Alex iki başarılı ön liberonun önünde çok daha rahat ve verimli oynamaya başladı.
-Daha önceleri bir maçta vasatın üzerine çıkabilen oyuncu sayısı 1 veya 2 ile (Emre, Alex) sınırlı kalırken son maçta bu sayı 6 ya çıktı.(Volkan, Bilica, Lugano, Christian, Emre, Alex)
-Taraftar üzerine düşen görevi hatırlayıp tribünleri doldurdu. Doldurmakla kalmayıp rakibi ve hakemi baskı altına almayı, takımı ateşlemeyi fazlasıyla yerine getirdiler.
Fenerbahçeliler olarak kulakları çekelim tahtaya vuralım. Tren raya girdi. Bu mücadele kazanılan 8 maçtan çok daha önemli. Şimdilerde konuşulan Kadıköy'deki maça Fenerbahçe'nin 9 da 9 la çıkması durumunda seriyi ya da namağlup ünvanını Galatasaray önünde kaybetme olasılığı. O maçta tribünlerde olacağım. İnşallah yine böyle keyifli bir yazıyla o maçı da kaleme alırız. Futbolla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder