6 Ekim 2009 Salı

Yandık biz Yandık

Tuttuğum takımın yenilgisine yada puan kaybına hiç böyle ağladım mı diye düşündüm. Denizli'de o 16 dakikayı izleyemediğimi, eve gidip camları kapattığımı, korna seslerinin sinirimi çok bozduğunu hatırlıyorum ama çocukken böyle hıçkırıklara boğulduğumu hatırlayamadım. Belki de hafızam beni yanıltıyor. Neyse Cimbomlu kardeşimiz intiharın eşiğinden babasının tesellileri sonucu dönmüş. Büyüdüğünde koltuk söküp fırlatacak bir potansiyel seziyorum kendinde. Yada havaalanında futbolculara saldırabilecek gibi duruyor. Futbolun bir oyun olduğunu bir kazananın bir de kaybedenin olacağını öğrenmeye başlaması gereken yaşlarda yenilmeyi kabul etmiyor. Demek ki etrafından da öyle gördü. İlerde de etrafındakilere bunu anlatacak. Psikolojik yada sosyolojik çıkarımlar bizim işimiz değil aslında. Oturup biraz manidar da olsa tebessümle izlenecek bir video.

Hiç yorum yok: