Yollara düşme zamanıdır. Pazar günü yine Saraçoğlu'nda olacağız inşallah. Geçen sene şahit olmaya gitmiştik bu sene bilirkişi olarak çağırdılar. 9 senelik gelenek, atılan 24 gole karşılık yenilen 4 gol, son 25 maçtaki 18 galibiyet ve 2 beraberliğimiz bir yana bu sene kazanacağımızdan daha eminim. Ama futbol bu çok ekstra şeyler olmadığı sürece bu Fenerbahçe'nin bu Galatasaray'ı yeneceğini düşünüyorum. Zaten aksini de bekleyen yoktur benden. Yine de şunu söylemek istiyorum. Oturup üzerine kafa yordum, muhtemel maç kadroları üzerine düşündüm. En zayıf ve en kuvvetli yanlarımızı, maç istatistiklerimizi karşılaştırdım. Ağır basıyoruz. Yenilgi süpriz olacak ama her zaman bir ihtimal bu. Futbol bu yüzden bu kadar seviliyor. İstatistiklerle çok haşır neşir olmam Fırat'ı hep kızdırmıştır. O'da bana Metin Türel'in zamanında söylediği meşhur cümleyle cevap vermiştir." Hagi sana 40 metreden bir çakar nereye yazacağını bilemezsin o istatistiği." Bu stada ne Hagiler, ne Popescular ne Jardeller geldi gitti. Burası Kadıköy burda yatır var. Yoksa yıllardır süren üstünlüğün mantıklı bir açıklaması olmaz değil mi? :)
Maç öncesi bunları yazıyorum ki maçtan sonra Fırat'ın elinde malzeme olsun. Hoş onda 10 senelik birikmiş malzeme vardır. Yaratıcılığımızı maç sonuna saklayalım en iyisi. Fıratçım biz gidiyoruz maça. Sende gelirsen 25 Ekim'e kadar. Gelmezsen ...kadar. Bye bye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder