7 Ağustos 2008 Perşembe

Wellcome to Türk Telekom Hell

Galatasaray Spor Kulübünden yapıldı açıklama;
"Galatasaray Spor Kulübü ve iştirakleri, Türk sporunda dev bir birlikteliği gerçekleştirdi ve Türk Telekom ile pazarlama, reklam ve tanıtım anlaşması imzaladı! Buna göre mevcut Ana Sponsorumuz Avea ile olan sözleşmemizin sona ereceği 2009/10 sezonundan itibaren, beş sezon boyunca Ana Sponsorumuz Türk Telekom olacak.
Türk Telekom ayrıca, Ali Sami Yen Spor Kompleksi icinde inşaatı süren yeni Stat Proje’mize de ismini veriyor. Böylece Avrupa’nın en iyileri arasında gösterilen yeni stadımız, açılışından itibaren 10 yıl süreyle Türk Telekom Stadı adıyla anılacak."

Durumu, kulübe yılda 6,5 milyon eurodan 10 yılda 65 milyon euro gelir getiren harika bir sponsorluk anlaşması diyerek açıklamaya çalışmak çokta mümkün değil. Söz konusu durum ne formanızın üzerinde yazacak yeni bir logo ne de amatör bir şubenize isim verecek bir sponsor. Bu kulübün kurucu ve ilk sporcularından Ali Sami Yen'in adını taşıyan stadın ismini değiştiriyorsunuz. En basitinden artık ülkede kurucusunun adıyla anılan bir stadımız olmayacak. En azından 10 yıl.

Üzerine şarkılar yazılan, dünya devlerini dize getirdikleri için cehennem olarak anılan Ali Sami Yen artık Türk Telekom Stadı olarak mı anılacak. Rakipleri telefon faturasıyla mı korkutacaklar. Futbolun artık bir endüstri olduğu gerçeğini kabul ediyorum. Avrupa devleriyle yarışabilmenin ekonomik güçten geçtiğini de savunanlardanım. Ama paraya çevrilmeye çalışılan şey bir kulübün 100 yılı aşan tarihi. Bu durum ezeli rakibimde olsa canımı acıtıyor. Kulüp yöneticileri yılda 6.5 milyon Euro kazanabilecekleri başka bir proje üretemiyor mu? Benim ilk aklıma gelen daha iyi organize edilmiş bir ürün pazarlamasıyla bile bu rakamlara yakın gelir elde edilebileceği.

Hani Türkiye'nin aslında en zengin kulübüydü Galatasaray. Mevcut gayrimenkullerini değerlendirmek yerine neden bu isim değişikliği. Hani bazı şeylerin değeri para ile ölçülmüyordu bu kulüpte. Daha çok para veren bulunsa bu stada canımızın istediği ismi verebilecek miyiz yani. Galatasaraylı dostlarla bu konuda daha konuşmadım. Ne düşünüyorlar bilmiyorum. Ama Fırat'ın şu cümleleri kulağımda çınlıyor şimdi. "Ben taraftarım. Kulübün kasasındaki parayla, bu sezon ne kadar kar ettiğiyle değil kazandığı kupalarla övünürüm." diyordu. Bu durum karşısındaki fikrini en çok merak ettiklerimin başında geliyor.

Bu yazı birilerini kızdırmak için yazılmadı. Birileri çıkıpta Telsim,Migros tribününden bahsetmesin yada Fenerbahçe Ülker'den. Beni rahatsız eden her geçen gün değerlerimizi kaybediyor olmamız ve bunu giderek pervasızca yapıyor olmamız. Böyle bir kararı kulüp yöneticileri sadece kendi başına verebilir mi? 100 milyon Euro'ya pembe-mor forma giyilir mi?

Hiç yorum yok: