Dün gece sahadaki MTK takımının kalesinde Macar milli takımının da kalesini koruyan Ferenç Vegh, forvetinde ise geçen sezonun Macar gol kralı Urban vardı. Macaristan deyince aklımıza belki de MTK dan başka takım gelmiyor. Ve bu takım ülkesinde 23 kez şampiyon olmuş ve 12 defa Macaristan kupasını kazanmış bir takım. Son yılın lig ve süper kupa şampiyonu. Bunları MTK'nın aslında ne kadar da güçlü bir takım olduğunu söylemek için yazmıyorum. Ama gelin görün ki bir dönemin Macar ekolünden yada şampiyon bir takımdan eser yoktu dün gece Kadıköy'de. Aragones'in dediği gibi sahadaki tek takım Fenerbahçe'ydi. Bu "rakibe saygı duyuyoruz" söylemleri de kibarlıktan öteye gitmeyen ifadeler bence. Böyle bir takıma karşı şampiyonlar ligi ön eleme maçında oynuyor ve kaleciniz maçı yere yatmadan ( abartı değil gerçek) tamamlıyorsa, bu belki sizi çok iyi bir takım yapmasada ülke futbolumuzun sınıf atladığının çok açık bir kanıtıdır. MTK mı bu kadar kötüydü? Gücü bu kadar mıydı? Yoksa Fenerbahçe mi çok iyiydi? Bu sorulara çokta takılmamak lazım. Görünen şu ki bir takımın çok koşması, mücadele etmesi kendisiyle ilgili bir durumdur. Rakibe göre koşacaksanız dün Fenerbahçe durarakta oynasa bu maçı kazanırdı. Hiç koşmayanının bile pres yaptığını görmek, maçı 70-80 dakika diğer yarı sahada oynamak, rakibinizin değil sizin karar verebileceğiniz bir oyun anlayışıdır.
Maçtan sonra skor ikinci maça yeter mi yetmez mi diye kimsenin hayıflandığını sanmıyorum. Aynı durum maç 0-0 bitseydi de geçerliydi. Fenerbahçe'nin bu takımla kıyaslanamayacağı belli. Taraftarı mutlu edense Aragones'in gelişiyle takımda bekledikleri değişikliğin çok olumlu olması. Maçın kötüsü değil ama analiz edilemeyecek tek oyuncusu oyuna girmeyen yedekler dışında Volkan'dı. Dedim ya yere yatmadan tamamladı karşılaşmayı. Geçmiş yıllara oranla kendinden daha emin ve hatasız oynayan iki stoper Lugano ve Edu vardı sahada. Eski günlerine yaklaşmaya az kalmış bir Carlos ve Gökhan. Oyununu basitleştirerek mükemmele yaklaştıran bir Selçuk. Her zaman ki gibi bir Uğur. ( hem iyi hem kötü yönleriyle) Onunla forma savaşı vereceği kesin olan bir Gürhan. Kazım'ı yazmıyorum zaten konuştuk. Daha çok koşan, Emre girdiğinde daha da rahatlayan bir Alex. Gol atamasada her an golü arayan bir Güiza. Orta sahaya daha yakın oynaması nedeniyle bir parça etkisiz kaldığını düşündüğümüz ama yine de olumlu bir Semih. Kısa süreler almış olmalarına rağmen iyi transferler olduğu her hallerinden belli olan Emre ve Burak.
Böyle bir maçtan sonra nağmeler düzmek istemiyorum ama futbol adına keyifli bir gece yaşattı Fenerbahçe bizlere. Değil futbol, okey oynamak için bile sıcak olan bu havalarda hem de sezonun ilk resmi maçında hazır ve diri bir görüntü verdi. Şu ana kadar satılan 28 bin kombinenin 35-40 bini çok rahat bulacağını düşünüyorum artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder